Sanal gerçeklik özetle, simüle edilmiş dijital tecrübeler oluşturmak adına bilişim teknolojilerinin kullanılmasıdır. Sanal gerçeklik, kullanıcıyı üç boyutlu bir deneyimin içine yerleştirir. Kullanıcılar, önlerinde bir ekran görüntülemek yerine 3B dünyaların içine girerek bu dünyanın içinde bulunan dijital objeler ile etkileşim haline geçmektedir.
Sahip olduğumuz beş duyunun simülasyonu, bir bilgisayarı yeni dünyalara açılan bir araca dönüştürür. Mükemmel bir VR deneyiminin tek sınırlaması, bilgi işlem gücü ve içerik kullanılabilirliğidir.
TEKNOLOJİ İNSANIN YARATICI GÜCÜ İLE BULUŞTUĞUNDA
”Sanal Gerçeklik üzerinde insanoğlu yolculuğuna daha yeni başladı. Arttırılmış Gerçeklik ise bir çok noktada popülerlik kazanmaya başlamıştı. Ancak passthrough üzerine yaşanan son gelişmeler ile ise 2023 Sanal ve Arttırılmış gerçekliğin birleştirilerek kullanıcıya sunulabileceği inanılmaz bir yıl olacak”’
VR süreci, gözü ve beyni “kandıran” sürükleyici deneyimler yaratmak için donanım ve yazılımı birleştirir. Donanım, ses, dokunma, koku veya ısı yoğunluğu gibi duyusal stimülasyonu ve simülasyonu desteklerken, yazılım işlenmiş sanal ortamı oluşturur.
VR teknolojisi genellikle gözlüklerden, denetleyiciler ve hareket izleyicileri gibi aksesuarlardan oluşur. Tescilli indirilebilir uygulamalar veya web tabanlı VR tarafından yönlendirilen teknolojiye bir web tarayıcısı aracılığıyla erişilebilir.
Sanal Gerçeklik deneyimleri oluşturma süreci, gözün ve beynin görselleri nasıl oluşturduğunu taklit ederek başlar. İnsan gözleri birbirinden yaklaşık 7 santim uzaktadır ve bu nedenle iki farklı görünüm oluşturur. Beyin, bir derinlik hissi veya stereoskopik görüntü oluşturmak için bu görüşleri birleştirir.
VR uygulamaları, bu fenomeni iki farklı perspektiften bir çift tam görüntüyle çoğaltır. Tüm ekranı kaplayan tek bir görüntü yerine, her bir gözün görüşünü dengelemek için yapılmış iki özdeş resim gösterir. VR teknolojisi, izleyicinin beynini bir derinlik hissi algılaması ve çok boyutlu bir görüntünün yanılsamasını kabul etmesi için kandırır.